^
özevren

Yemlemeye Bağlı Döl Verimi Aksaklıkları

C. Sarıcan

GİRİŞ:

Döl verimi aksaklıkları bir çok neden bağlıdır. Ancak bunlar içinde en önemlini ve etkini yemlemeye bağlı olanlardır. Optimal bir yemleme yanında iyi bir çiftlik yönetimi:

-Doğuma hijyenik yardım,

-Kızgınlığın iyi izlenmesi,

-Sürekli doğru kayıtların tutulması da gereklidir.

Aşağıda genellikle döl verimi aksaklığı ile yakın bağlantılı birkaç yemleme hatası açıklanmıştır.

ENERJİ TEMİNİ

Gerekli enerji temininin döl verimine etkisi büyüktür. Burada gereksinimin altında ve üstünde enerji döl verimini olumsuz yönde etkiler.

Rasyondaki eksik enerji (yetersiz enerji), özellikle doğumdan (buzağı lamadan )sonraki verimin en üst sınıra çıktığı dönemde , karaciğer metabolizmasının zorlanması ile ’ACETONEMİ’ ye neden olur. Bunun sonunda da döl verimi aksaklığı,

Uterus (döl yatağı) iltihabı ,

Kızgınlığın görülmemesi ,

Yumurtalıkta değişim ,

Ortaya çıkar.

Bu konuda kuru dönem yemlemesi çok önemlidir. Ancak laktasyonun son üçte bir zamanında ihtiyaç fazlası enerjinin rasyonda olması, enerjinin hepsi süte çevrilmediği için inek kuru döneme yağlanmış olarak girer. Yağlanmış ineğin sadece doğum güçlüğü problemi değil,takip eden laktasyonda belirgin şekilde yem tüketimi kötüleşir, bunun sonucu da enerji noksanlığı belirginleşir. İnek vücut yağını parçalamağa metabolik olarak zorlanır. Bu da ACETONEMİ ye neden olur. Bu madde değişiminin dış belirtisi de süt yağının aniden yükselmesidir. Sütteki yağ %5 in üzerine çıkar. Bu durum vücut rezervesinin parçalanması ve rasyonda enerji noksanlığının kesin belirtisidir.

Laktasyonun devamında süt proteininin azalması enerji noksanlığının bir diğer belirtisidir.

PROTEİN TEMİNİ

Rasyon protein içeriğinin ihtiyacın altında olmasına, genelde oransal olarak az rastlanılır. Bu da verimi etkiler. Buna karşılık ihtiyaç üzeri protein, çoğu zaman işkembede amonyak’a parçalanır.Fazla amonyak normalde karaciğere nakledilir. Orada üreye dönüştürülerek olumsuz etkinliği giderilir. Eğer Amonyak miktarı karaciğerin metabolize edeceği miktarın üzerinde ise, istenildiği oranda bertaraf edilemez. Bunun sonucu metabolizmada aksaklıklar oluşur, arazlara yol açar, örneğin cıvık dışkı,döl yatağı iltihaplanmaları,belirsiz kızgınlık, kızgınlığın olmaması,düzensiz kızgınlık intervalı sık rastlanan aksaklıklardır. İşkembede amonyak birikmesi enerji temini ile de yakından ilgilidir. Enerji noksanlığında bakteri proteinine çevrilen amonyak miktarı azalır. Bunun sonucunda da karaciğer zorlanır. Bu zorlanmalardan korunmanın yolu, özellikle süt veriminin pik yaptığı dönemlerde, rasyondaki ‘Enerji-Protein’ dengesine dikkat edilmesidir.

MİNERAL MADDE TEMİNİ

Mineral madde teminin döl verimine doğrudan doğruya bir etkisi olup olmadığını praktikte tespit etme imkanı zordur. Ancak yetersiz veya ihtiyaç fazlasının belirgin zararları olabilir. Örneğin: Özellikle fosfor eksikliği, yumurtalık fonksiyonlarında kızgınlığı engelleyen bir nedendir. Fosfor fazlası dışkı ile dışarı atılır, çevre kirliliğine yol açar.

Organik mineraller enfeksiyonları azaltır. Organik bakır ve çinko sütte somatik hücre sayısını azaltır. Tırnak sertleşir. Selenyum olmadan hayvan yeterli enzim üretmez.

VİTAMİNLER

Geviş getiren hayvanlarda çoğu vitaminler işkembede sentezlenir. Ancak Beta Carotin (Avitaminin ön bileşiği) noksanlığı Vit.A ilavesi ile kapatılamaz. Yeşil ot silajı, yeşil kuru yonca v. s. noksanlığın giderilmesinde kullanılacak önemli kaba yemlerdir. Sentetik formada ‘Beta-Carotin’ ilavesi yapılabilir.

Döl verim aksaklıklarını sadece yemlemedeki noksanlıklara bağlamak da doğru değildir. Genelde uygulanan çiftlik yönetimi de gözden geçirilmelidir. İlk test edilmedi gereken konu ‘Enerji-Protein’ dengesi yanında, verilecek yemlerin kokuşmuş , küflenmiş , kirlenmiş olmamasıdır.

SONUÇ

Süt sığırcılığında karlılık artışlarının ilk sırasında, her yıl sağlıklı bir buzağı üretimi yer alır. Bunun da her dönemde, bir diğer deyişle: Gebelik döneminden başlanarak , Buzağı , Düve, Gebe Düve , Laktasyon Dönemi ,Kuru Dönem ve Doğum Öncesinde, dengeli bir besleme ile sağlanabileceği unutulmamalıdır.

ÖZEVREN’LE DAHA İLERİYE……
özevren